Translate

SPOR HABER

Konya Merhaba Gazetesi - Konya Haberleri, Konya'dan son dakika gelişmeleri

EFSANE SPORCULAR

ALİ KILINÇOĞLU

 



           Ali Kılınçoğlu bugünlerde toplumun boksa olan ilgisizliğe çok üzülüyor ve ‘Üzüldüğüm nokta boks sporuna ilgi oldukça az. Toplumda sadece futbol varmış gibi boks sporuna hiç önem verilmiyor. Bu durum beni son derece üzüyor. Esasen yaşatılması gereken sporlar sadece futbol mudur? Başka sporlar da var ama sporlarımız öldürülüyor. Onlara göre 1. planda ekonomik yönden kazanacağı maddi çıkarlardır. Oysa bizim boks sporumuzu yaşatmak, insanlık tarihini yaşatmak gibi bir şeydir’ derken içinden gelen sesi de şu mısralarda dile getiriyor 
“Geçme Namert köprüsünden  Eğilip alma dikeni 
Bulamazsın benim gibi boksu seveni” 

Röportaj : Hasip Celil 

Hasip Celil: Sayın Şampiyonlar Şampiyonu Ali Kılınçoğlu hoş geldiniz. 
Ali Kılınçoğlu: Hoş bulduk. Çok memnun oldum. Spor havasını koklayana Allah sağlık veriyor. Beden Terbiyesi Teşkilatının çeşitli birimlerinde vakit geçirmek, insanlara verilen bir ayrıcalıktır. Herkes bunun kıymetini bilsin. 
Hasip Celil: Sayın Ali Kılınçoğlu Bey Memleket Gazetesi okuyucularına kendinizi tanıtımısınız? 
Ali Kılınçoğlu: Konya’da doğdum 1950 yılında boksa başladım. O sıralar 8 ya da 9 yaşında idim. Kabri cennet olsun hocam İsmail Karakoçoğlu beni yetiştirdi. 12 yaşında olmama rağmen 20 yaşındaki boksörleri döver maçları kazanırdım. O da bana büyük moral veriyordu. Hayalimde olimpiyat şampiyonu ve dünya şampiyonu, Avrupa şampiyonu olmak vardı. Onun için sevgili rahmetle andığım İsmail Karakoçoğlu hocamın nezaretinde gece, gündüz çalıştım ve Konya da ilk defa olimpiyatlarda ve Avrupa şampiyonalarında milli formayı giyerek Konya’mızı temsil ettim. 
Hasip Celil: Sayın hocam bütün bu kademelere ve milli sporcu unvanlarını kazandığınızda kaç seneleriydi. 
Ali Kılınçoğlu: 1995 yılında 1968 Meksika olimpiyatlarına kadar faal boksörlüğüm devam etti. Daha sonra milli takımda hocalık yaparak boks yaşamım devam etti. Bu arada 1968 senesinde Milli takımı 5 altın madalya eli şampiyon yaptım. Anakara da 5 altın 3 gümüş 2 bronz madalya ile milli takımımızı balkan şampiyonu yaptım. 
Hasip Celil: sayın hocam 1959 1968 yılları arasında milli takım kadrosunu hatırladığımız kadarıyla söyler misiniz? Kimler vardı? 
Ali Kılınçoğlu: 
51 kg da Saadettin İncesu 
57 kg da Orhan Tuş 
60 kg da Yeter Sevimli (Rahmetli) 
63,5 kg da Ali Kılınçoğlu 
67 kg da Celal Sandal (Rahmetli) 
71 kg da Hasan Şekeneş 
75 kg da Adnan Dinçer 
81 kg da Orhan Gazioğlu 
+91 kg da Hasan Fehmi Akın 
Hasip Celil: bütün bunlar hocanız sayesinde oldu hocanız rahmetlinin adını bir kez daha yad edelim 
Ali Kılınçoğlu: İsmail Karakoçoğlu Nur içinde yatsın çok değerli bir insandı 
Hasip Celil: Almış olduğumuz derecelerinizden unvanlarınızdan ve şampiyonluklarınızdan bahsederimsiniz? 
Ali Kılınçoğlu: 1968 Meksika olimpiyat şampiyonluğunda Türkiye yi temsil ettim. 57-58-62 Türkiye şampiyonuyum. İrlanda da kilomda altın aldım. Pakistan da Ziya-Ül-Hak tarafından ödüllendirildim.1962 de askere gittim. Ankara da askerliğimi yaptım. Bu esnada Dünya ordular arası şampiyonu oldum. Askerliğimi bitirdikten sonra boks yaşantıma devam ettim. Daha sonra milli takım hocalığına getirildim. 
Hasip Celil: Milli takım hocalığına getirildiğinizde çok başarılara imza attığınızı biliyoruz. Bize bu başarılarınızdan bahseder misiniz? 
Ali Kılınçoğlu: 1956-1966 Akdeniz oyunlarında takım halinde 1. olduk yabancı ülkelerde şampiyon olduk .çeşitli yabancı devlet adamları bize ödüller verdi. 
Hasip Celil: Gerek sporculuk hayatınızda gerekse de milli takım antrenörlüğü dönemizde unutmadığınız bir hatıranızı anlatır mısınız? (sizde iz bırakan bir hatıranız) 
Ali Kılınçoğlu: Romanya da Balkan Şampiyonasında 1962 senesinde, Bulgar rakibim çok hızlı dünya çapında bir boksördü. O da ters kartlıydı ve maçı kazandı. 1968 Meksika Olimpiyatlarında kura çekildi. Kurada o Bulgar tekrar bana çıktı. O anda bütün moralim bozuldu. İştahım bitti. 3 raunt oynadık ve kıl payı kazandı ve boksu bırakmaya karar aldım . Boks hayatım milli takım hocalığı ile devam etti. Başka bir anım ise şöyle 63,5 kiloda Cemal Kamacı ve Celal Sandal ile ben birbirimize rakip olduk. Bülent hoca bizi topladı. Üçünüzde çok değerli sporcularsınız 63,5 kilo olsun Celal Sandal da 67 kilo olsun Cemal Kamacı da beyde dedi 71 kg olayım. Böylece bir birimizle barış yaptık. 
Hasip Celil: Yeri gelmişken sorayım, Rahmetli Celal Sandal ne zaman öldü. Rahmetli Hastamıydı? 
Ali Kılınçoğlu: Celal Sandal arkadaşımız 5-6 sene önce öldü ölüm nedeni Kan kanseriydi Emniyet Müdürlüğünde komiser muavini idi. Nurlar içerisinde yatsın. En önemlisi ise Konya çocuklarını Karayolları Bölge Müdürlüğünde çalıştılar. Konya’mızın çocuklarına spora kazandırdım. Onları Balkan şampiyonu yaptım. Milli formayı giydirdim. Ancak üzüldüğüm nokta boks sporuna ilgi oldukça az. Toplumda sadece futbol varmış gibi boks sporuna hiç önem verilmiyor. Bu durum beni son derece üzüyor. Esasen yaşatılması gereken sporlar sadece futbol mudur? Başka sporlar da var ama sporlarımız öldürülüyor. Onlara göre 1. planda ekonomik yönden kazanacağı maddi çıkarlardır. Oysa bizim boks sporumuzu yaşatmak, insanlık tarihini yaşatmak gibi bir şeydir. 
Hasip Celil: Hakikatten de öyle değil mi sayın hocam. Boks sporu tarih boyunca hiçbir zaman değişmedi öyle değil mi? Okuyucularımızı bu konuda ve boks terimleri hakkında bilgi verir misiniz? 
Ali Kılınçoğlu: Boks sporunda 2 kategori var. 1 amatör boks 2 profesyonel boks. Değişen sadece maddi çıkar gözetmek için sporcularımız profesyonel oluyorlar. Eldivenlerinin ağırlığı 27 ONS Rinoimizin ölçüsü ise 4x4 tür. Bu andaki Caner Doğaneli Federasyon Başkanıdır. Eski tadımızın olmadığını, söylüyor. Bu durum beni çok üzüyor. 
Hasip Celil: Son olarak Memleket Gazetesi okuyucularına neler söylemek istersiniz? 
Ali Kılınçoğlu: Memleket gazetesi okuyucularımıza çok şey veriyor. Gazetemizi seviyoruz ve yakından takip ediyoruz. Bütün hemşerilerime saygılar ve sevgiler sunuyorum. Konya halkı gerçekten çok duyarlı Yiğidin hakkını yiğide veren bir toplumumuz var. Son olarak şu dizeleri söylemek istiyorum: “Geçme Namert köprüsünden eğilip alma dikeni bulamazsın benim gibi boksu seveni. 


HASAN OGUZ

 




1950’li yıllarda antrenör İsmail Karacaoğlu ile başlayan Konya boks sporunun kıpırdanması, devamında antrenör Ali Kılıçoğlu, Mustafa Güzelipek ve Hakkı Akman’ın 1960’lardaki gayretleri ile bu spor dalı yükselişe geçti. Bu yıllarda Hamdi Yiğit, İsmail Odunkıran, Ömer Güldağ, Turan Çumralıgil, Celal Hayaloğlu, Nuri Eroğlu ve Seyfi Tatargibi birçok sporcu ringlerde fırtına gibi esti. İşte bunlardan biride 1955 doğumlu Hasan Oğuz’du.


            Aslen Bozkır-Kayapınarlı olan Milli Boksör Hasan Oğuz, babasının toprak alabilmek için gittiği ve bakkal dükkânı açtığı Karapınar-Hotamış’ta doğdu.

            Oğuz, arkadaşı Yıldırım Beyazıt Akhan ile beraber bekâr evinde kalıp Konya İmam Hatip Okulu’nda okurken bir vesileyle boksla tanıştı.1972 Münih Olimpiyatlarının yapıldığı yıl Atatürk Spor Salonu’nda Ali Kılınçoğlu ile Hamdi Yiğit bir gösteri maçı yapmışlardı. Bekâr evine dönen iki arkadaş bir prova yapmışlar, Hasan Oğuz, uzun kolları ve uzun boyuna rağmen Yıldırım Beyazıt Akhan’ın burnunu kanatarak üstünlüğünü ilan                                                                  etmişti.

            İmam Hatip Okulu’nda Beden Eğitim Öğretmeni Tahir Yaman evde burnu kanayan Yıldırım Beyazıt’ı fiziği nedeniyle okul takımına almasına rağmen Hasan Oğuz’u almadı. Bunun üzerine Oğuz Stada giderek Boks salonunda antrenmanlara katılmaya henüz başlamıştı ki, Civiloğlu Yurdu’nda Tahir hoca ve Okul kaptanı Mustafa Eroğlu seçme yapmaktaydılar. Hasan Oğuz çağrılmamasına rağmen arkadaşı Yıldırım’ı seyretmeye gitti. Seçmeler sonunda Kaptan Eroğlu, hocasına buda Bölgeye gitmiş,

—Eldiven giydirelim mi sorusu üzerine, Tahir Öğretmenin,

—Giydir bakalım sözü üzerine Hasan Oğuz ceket ve gömleğini çıkartarak altta pantolonlu olarak eldivenlerini taktı. 1 yıllık boksör halen Ilgın Müftüsü Şükrü Aktoprak’la dövüşen Hasan Oğuz, maç başladıktan 10–15 saniye sonra bir yumrukla rakibini nakavt ederek seçmeyi kazanmış ve okul takımına girmişti. Oğuz ilk resmi maçlarını yapmış finalde Turan Çumralıgil ile karşılaşmış, turnuvanın en dövüşken boksörü seçilmesine rağmen ikinci olmuştu. En dövüşken boksöre verilen hediye kravat Hasan Oğuz’un evinde özel bir köşeyi süslemektedir.

            Ertesi günü Konya boksunun hamilerinden Ajan (İl temsilcisi) Cemal Ertürk ve Antrenör Ali Kılıçoğlu, İmam Hatip Okulu’na gelerek Okul Müdürü Bayram Başpınar’ın odasında Hasan Oğuzla görüştüler. Antrenör Kılıçoğlu, çok iyi dövüştüğünü yıldız bir sporcu olacağını, önceki günkü maçta üstün olmasına rağmen neticenin farklı ilan edilmesinin normal olduğunu antrenmanlara Yolspor formasıyla devam edeceğinin talimat ve müjdesini verdi.

            Hasan Oğuz artık düzenli antrenman yapan ve maçlara çıkan bir boksördü. 1973 yılında Konyspor Boks Takımı kuruldu. Hasan Oğuz, çalıştırıcısı Hakkı Akman nezaretinde siyah-beyaz formayı giymeye başladı. İki ay sonra Konya’da Türkiye Şampiyonası vardı. 8 gün kala maçlara katılacağını öğrenmek Hasan Oğuz’a sürpriz oldu. Finalde rövanş vardı. Turan Çumralıgil’e 5–0 galip olan Hasan Oğuz ilk defa 63,5 kiloda Türkiye Şampiyonluğunu elde etti.  Aynı yıl Sofya’da yapılan Geleneksel Stranca Uluslararası Boks Şampiyonasında final oynayan tek Türk unvanını aldı. Sonrasında 60 kiloya düşen Oğuz 1977 yılına kadar bu kiloda 2 sefer Türkiye Birinciliği, 2 sefer Türkiye ikinciliği elde etti. 1977 Almanya dönüşü 63,5 kiloda dövüşmeye karar verdi. Üç buçuk yıl daha Milli formayı giyen Hasan Oğuz 1981 yılında faal sporculuk hayatını bırakıp 1982’de Recep Tatar’la jübile maçı yaparak boksa son noktayı koydu.

            İki yıl Karayollarında çalıştıktan sonra 1979 yılında Mehmet Keçecilerin ilgisiyle Konya Belediyesi’nde işe başlayan Oğuz, Turan Bilge’den aldığı Konya Belediyespor Kulüp Başkanlığını 17 yıl sürdürdü. Dünya ve Avrupa Şampiyonlarının yetişmesine vesile oldu. Yılardır Boks Federasyonu yönetiminde bulunan, Konya’da 63,5 kilo Türkiye Şampiyonluğuyla tanına Hasan Oğuz, aynı zamanda Kick Boks Federasyonu’nda Disiplin Kurulu Başkanlığı’da yapmaktadır.

            Hasan Oğuz 2006 yılında emekli oldu. Sağlığı için sabah sporu dışında Salı ve Perşembe günleri de Boks Salonunda eldiven giymeye devam etmektedir.

1974 yılında finalde Hamdi Yıldırım’ı mağlup eden Hasan Oğuz Türkiye Şampiyonu olarak kolunu kaldırmıştı.





1973 Boks Federasyonu Başkanı Hasan Rüzgâr ve Antrenör Ali Kılıçoğlu kapalı Tribün Altı Boks Salonu önünde bir antrenman sonrası boksörlerle (İskender Okatan, Burhan Çumralıgil, B.İrfan Kayhan, Abdullah Demirtaş, Mehmet Kılıcı, Erol Zongür, Hasan Oğuz, Servet…)



Her il gibi Konya’mızda bazı isimler vardır. Güreş deyince Duran Koçak, basketbol deyince Hasan Özkaplan, masa tenisi deyince Emin Görmüş, tenis deyince İsmail Serim isimleri hemen akla geldiği gibi Konya boksu deyince de akla hemen Hasan Oğuz gelir.Belirli dönemin sporcu ve yöneticileridir onlar.
 Boksta da bir dönem rahmetli Mustafa Güzelipek, onunla beraber ve onu takibeden zamanlarda Ali Kılınçoğlu ismi hep ön plana çıkmıştır. Bu iki kıymetli hocanın döneminde 1972 Münih Olimpiyatları’nı radyodan dinleyerek, boksu gönül defterine yazmış. Çok geçmeden eski şampiyonlardan Ferzande Işık’ın rehberliğinde boksa başlayıp eldiven giymeye başlamış. Konyaspor forması ile 2 yıl Hakkı Akman’ın çalıştırdığı Hasan Oğuz, çok geçmeden 1974 yılında Konya’da yapılan Gençler Türkiye Şampiyonası’nda finalde Hamdi Yıldırım’ı yenerek Türkiye şampiyonu oldu.İmam Hatip Okulu’nda öğrenci iken 14 ülkenin katıldığı Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da organize edilen Uluslararası Stranca Boks Turnuva’sında Türk Milli Takımı adına ilk 2. liği getiren 1955 doğumlu Hotamış çocuğu Hasan Oğuz bu dönemden sonra başarı ve istikrarın timsali oldu.1974-75 yılları arasında sürekli Türkiye Şampiyonu oldu ve 60 sefer Ay Yıldızlı forma ile ringlerde esti.1975-76 senelerinin en centilmen, en dövüşken, en teknik boksörü seçilen aslı Bozkır Kayapınar’lı Hasan Oğuz. 19 Mayıs Stadı’ndan canlı yayınla kamu oyuna aktarılan Türkiye Şampiyonası maçlarında Macaristan’da yapılan Altın Eldiven Turnuvası’nda, Batı Almanya’nın Hannover şehrinde, IRC (İran, Pakistan, Türkiye) karşılaşmalarında muhtelif başarılara imza attı.
Yolspor’a transfer olduktan sonra Ali Kılınçoğlu’nun çalıştırdığı Hasan Oğuz, 1979 yılında Konya Belediyesi’nde çalışmaya başladı. Bu yıldan sonra formasını astı. Belediyespor’a yönetici olarak hizmet etmeye başladı. 1985’te Belediyespor Kulübü Başkanı rahmetli Turan Bilge döneminde resmi yönetici oldu 1989’da kulüp başkanlığını devraldı. 16 yıldır sürdürdüğü Büyükşehir Belediyespor Kulüp Başkanlığı döneminde ayrıca ASKF Genel Başkan Yardımcılığı, Bisiklet Sporu Kalkınma Derneği yöneticiliği, Taekwondo Teknik Komite Üyeliği de yapmakta olan Hasan Oğuz 1 yıldır da Boks Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği yapıyor.Başkanlığını yaptığı Belediyespor 7 branşta faaliyetini sürdürüyor (boks-kiks boks-taekwondo-karete-atletizm-yüzme-judo). Çoğu şampiyonlar vardır. Formasını çıkardıktan sonra seyir için bile spor salonlarına uğramaz. Hasan Oğuz gibi şöhretler sporcu iken neyse, yönetici iken de odur. Aynı mutevazı ve şevk ile hep üretmeye, kazanmaya endekslidirler.Zaman zaman kıymetleri bilinmese de onlar işine bakarlar. Bir taraftan evinin babası, bir taraftan işinin amiri, diğer taraftan sporun ve sporcunun ırgatıdırlar onlar.Başarı grafiği bazı branşlarda düşen Konya sporu için Hasan Oğuz gibi fedakârlara ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder